RoJ
Üye
- 24 Ocak 2023
- 81
- 0
- 6
Mutlu bir evlilik veya ilişki için kaçınmanız gereken 5 şey!
Bir ilişki veya evliliği bitiren hatalar çok çeşitli görünse de, aslında çoğu aynı köenlere dayanır.. Çeşitli bahanelerle biten ilişkileri derinlemesine incelediğimizde, karşımıza hemen –hemen aynı hatalar çıkar. Bir ilişkiyi bitiren bu ölümcül hatalardan ne kadar uzak durulursa o kadar sağlıklı ve mutlu bir birliktelik yaşanabilir.
Ciddi ilişki sorunlarına ve hatta boşanmalara neden olan bu hatalar neler? Sırasıyla ele alalım:
Kıyaslama
‘’Onun kocası şöyle…’’ ‘’Şunun karısı böyle…’’ ‘’Benim ailem iyi, senin ailen kötü …’’ bu ve benzeri kıyaslama cümleleri karşımızdaki insanda istediğimiz davranış değişikliğini sağlamaz…Aksine, onda öfke ve intikam duyguları yaratıp, daha şiddetli bir kıyaslamaya girmesine enden olur.
Çiftler,en hararetli tartışmalarda bile kıyaslama odaklı eleştiriden kaçınmalı, düzelmesini istediği tavır ve davranışları mukayese yapmadan eşine söylemelidir.
Kontrolcü yaklaşım
‘’Neredeydin,ne yaptın,kimlerleydin,kim var dı,onu giyme bunu giy,kahkaha atma,fazla konuşma…’’ Çiftlerin birbirileri üzerinde egemenlik kurmaya çalıştığı kontrolcü yaklaşımları yazmaya kalksam sanırım sayfa yetmez…
Değerli okuyucularım; Israrla anlamak istemediğimiz konu şu; Eğer bir insan bize bedenen ve ruhen ait değilse, istediğimiz kadar onu kontrol etmeye çalışalım, o, bir yolunu bulup yapacağını zaten yapar. Kontrolcülük, kıskançlıktan daha üst seviye bir hatadır ve hayatın her alanını etkiler. Kontrolcü eş genelde dayatmacıdır ,istediği olmazsa öfkelenir veya içine kapanır.
Eğer kendinizde aşırı kontrolcü ve dayatmacı yaklaşımlar görüyorsanız, bu sizin öz güven eksiliğinizin de belirtisidir…Hayatta kimseyi tam anlamıyla kontrol edemeyeceğinizi anlamalı, insanlara kendi bireyliğini yaşayacağı özgürlük alanları bırakmalısınız.
Yargılamak
Yargılamak, sadece çiftlerin değil, toplumumuzdaki herkesin sıkça yaptığı bir iletişim hatasıdır…Birey olmanın, bağımsız yaşamın tam anlamıyla içselleştirilmediği bizim gibi doğu toplumlarında,çevresi bireyin hayatına müdahale etmeyi doğal bir şey sayar. Birey çevresinin istediği gibi yaşamayınca da yargılama başlar…Hepimiz böyle bir kültürden geldiğimiz için de, bu yaklaşım genlerimize işlemiştir. Doğal olarak, Evlilik hayatında da bu yaklaşımı devam ettiririz.
Hayata ve ilişkilere bakışımızı biraz esnetip,insanları kişilikleri temelinde kabul etmek, hoşgörü ve anlayış göstermek bu sorunun kesin ilacıdır. Eşinizle çok iyi anlaşsanız bile, ikinizin bire bir aynı insan olmadığını, karakter farkları olabileceğini anlamalı ve kabul etmelisiniz. Bu konuda son sözüm ise; Bir insan ne kadar çok yargılarsa ,o oranda yargılanır.
Söyleyen değil, söylenen olmak
Bir sorunu çözmek için, sağlıklı iki birey karşılıklı oturur ve sakince derdini anlatır. Ama karı-koca tartışmalarında bu pek mümkün olmaz. Genellikle tartışmalar iki şekilde olur;
Ya bağırıp çağırarak söylediğimizi kabul ettirmeye çalışırız,ya da tartışmadan kaçınmak için içimize atar, orda burda söyleniriz…
İçimize attığımız şeyler ne kadar çok olursa, o kadar çok söyleniriz. Bir süre sonra bu durum bizde müthiş bir öfke yaratır ve patlamalar yaşarız.
Ne bağırıp çağırın ne de içinize atıp kendi kendinize söylenin…Eşiniz ne kadar hiddetli olursa olsun, kişilikli bir birey gibi sakin şekilde ,yapıcı bir dille sorunu anlatın. Çözüm önerilerinizi sunun. Bu yaklaşım ilk başlarda işe yaramıyor gibi görünse de, eşiniz sizdeki kararlılığı görüp aynı çizgiye gelecektir.
Seksi ihmal etmek
Yapılan bilimsel araştırmalar gösteriyor ki,cinsel hayatı sağlıklı olmayan çiftler daha çok tartışıyor, ve boşanıyor…Yatak odası sorunları genellikle başka maskeler altında ortaya çıkıyor. Sorun biraz detaylı incelendiğinde ise, gerçek nedenin cinsel sorunlar olduğu ortaya çıkıyor.
Cinsel hayatında tatmin olamayan kadın ve erkek hırçın ve öfkelidir. Bu nedenle çiftlerin ilişki sorunlarına neden olan cinsel problemleri aşmaları hayati önem taşımaktadır.
İktidarsızlık,erken boşalma,monotonlaşan seks hayatı, heyecanın sönmesi ve diğer bir sürü cinsellik problemi aşılabilir niteliktedir .Önemli olan çiftlerin sağlıklı iletişim kurarak bu sorunları birlikte aşmaya karar vermesidir.
Bir ilişki veya evliliği bitiren hatalar çok çeşitli görünse de, aslında çoğu aynı köenlere dayanır.. Çeşitli bahanelerle biten ilişkileri derinlemesine incelediğimizde, karşımıza hemen –hemen aynı hatalar çıkar. Bir ilişkiyi bitiren bu ölümcül hatalardan ne kadar uzak durulursa o kadar sağlıklı ve mutlu bir birliktelik yaşanabilir.
Ciddi ilişki sorunlarına ve hatta boşanmalara neden olan bu hatalar neler? Sırasıyla ele alalım:
Kıyaslama
‘’Onun kocası şöyle…’’ ‘’Şunun karısı böyle…’’ ‘’Benim ailem iyi, senin ailen kötü …’’ bu ve benzeri kıyaslama cümleleri karşımızdaki insanda istediğimiz davranış değişikliğini sağlamaz…Aksine, onda öfke ve intikam duyguları yaratıp, daha şiddetli bir kıyaslamaya girmesine enden olur.
Çiftler,en hararetli tartışmalarda bile kıyaslama odaklı eleştiriden kaçınmalı, düzelmesini istediği tavır ve davranışları mukayese yapmadan eşine söylemelidir.
Kontrolcü yaklaşım
‘’Neredeydin,ne yaptın,kimlerleydin,kim var dı,onu giyme bunu giy,kahkaha atma,fazla konuşma…’’ Çiftlerin birbirileri üzerinde egemenlik kurmaya çalıştığı kontrolcü yaklaşımları yazmaya kalksam sanırım sayfa yetmez…
Değerli okuyucularım; Israrla anlamak istemediğimiz konu şu; Eğer bir insan bize bedenen ve ruhen ait değilse, istediğimiz kadar onu kontrol etmeye çalışalım, o, bir yolunu bulup yapacağını zaten yapar. Kontrolcülük, kıskançlıktan daha üst seviye bir hatadır ve hayatın her alanını etkiler. Kontrolcü eş genelde dayatmacıdır ,istediği olmazsa öfkelenir veya içine kapanır.
Eğer kendinizde aşırı kontrolcü ve dayatmacı yaklaşımlar görüyorsanız, bu sizin öz güven eksiliğinizin de belirtisidir…Hayatta kimseyi tam anlamıyla kontrol edemeyeceğinizi anlamalı, insanlara kendi bireyliğini yaşayacağı özgürlük alanları bırakmalısınız.
Yargılamak
Yargılamak, sadece çiftlerin değil, toplumumuzdaki herkesin sıkça yaptığı bir iletişim hatasıdır…Birey olmanın, bağımsız yaşamın tam anlamıyla içselleştirilmediği bizim gibi doğu toplumlarında,çevresi bireyin hayatına müdahale etmeyi doğal bir şey sayar. Birey çevresinin istediği gibi yaşamayınca da yargılama başlar…Hepimiz böyle bir kültürden geldiğimiz için de, bu yaklaşım genlerimize işlemiştir. Doğal olarak, Evlilik hayatında da bu yaklaşımı devam ettiririz.
Hayata ve ilişkilere bakışımızı biraz esnetip,insanları kişilikleri temelinde kabul etmek, hoşgörü ve anlayış göstermek bu sorunun kesin ilacıdır. Eşinizle çok iyi anlaşsanız bile, ikinizin bire bir aynı insan olmadığını, karakter farkları olabileceğini anlamalı ve kabul etmelisiniz. Bu konuda son sözüm ise; Bir insan ne kadar çok yargılarsa ,o oranda yargılanır.
Söyleyen değil, söylenen olmak
Bir sorunu çözmek için, sağlıklı iki birey karşılıklı oturur ve sakince derdini anlatır. Ama karı-koca tartışmalarında bu pek mümkün olmaz. Genellikle tartışmalar iki şekilde olur;
Ya bağırıp çağırarak söylediğimizi kabul ettirmeye çalışırız,ya da tartışmadan kaçınmak için içimize atar, orda burda söyleniriz…
İçimize attığımız şeyler ne kadar çok olursa, o kadar çok söyleniriz. Bir süre sonra bu durum bizde müthiş bir öfke yaratır ve patlamalar yaşarız.
Ne bağırıp çağırın ne de içinize atıp kendi kendinize söylenin…Eşiniz ne kadar hiddetli olursa olsun, kişilikli bir birey gibi sakin şekilde ,yapıcı bir dille sorunu anlatın. Çözüm önerilerinizi sunun. Bu yaklaşım ilk başlarda işe yaramıyor gibi görünse de, eşiniz sizdeki kararlılığı görüp aynı çizgiye gelecektir.
Seksi ihmal etmek
Yapılan bilimsel araştırmalar gösteriyor ki,cinsel hayatı sağlıklı olmayan çiftler daha çok tartışıyor, ve boşanıyor…Yatak odası sorunları genellikle başka maskeler altında ortaya çıkıyor. Sorun biraz detaylı incelendiğinde ise, gerçek nedenin cinsel sorunlar olduğu ortaya çıkıyor.
Cinsel hayatında tatmin olamayan kadın ve erkek hırçın ve öfkelidir. Bu nedenle çiftlerin ilişki sorunlarına neden olan cinsel problemleri aşmaları hayati önem taşımaktadır.
İktidarsızlık,erken boşalma,monotonlaşan seks hayatı, heyecanın sönmesi ve diğer bir sürü cinsellik problemi aşılabilir niteliktedir .Önemli olan çiftlerin sağlıklı iletişim kurarak bu sorunları birlikte aşmaya karar vermesidir.